KOKU


Kokuların anılarınızı ve hayallerinizi canlandırmada büyük rolü vardır. Gözlerinizi kapattığınızda sizi alır ve bir yerlere götürür. Bir ateş çemberinin etrafında dönüp durursunuz. Canınızı yakmadan ya da yüzünüzde bir tebessüm oluşturmadan geri dönmenize izin vermez.

Bahar geldiğinde yeni açmış çiçeklerin kokusu her zaman korkutmuştur beni. O kokuları duyduğumda hep alerji olduğum günler gelir aklıma. Köylerin şehirlerden farklı bir kokusu vardır bence. Köye gittiğimde burnuma gelen o koku beni hep mutlu etmiştir ve ait olduğum yerde hissettirmiştir.
Kitap kokusu, ah keşke kitap kokusunun parfümü olsa. Kimileri yeni alınmış kitap kokusunu sever ama ben eski kitap kokularını daha çok seviyorum sanırım. Çünkü yaşanmışlık kokuyor, kim bilir bunca zaman kimlerin hayatına dokunmuştur.

Bazen de çok sevdiğiniz birinin kokusunu artık duyamamak sizi üzebilir. Mesela ben oğlumun (köpeğimin) kokusunu çok özledim ama ne yazık ki hayat bize kötü bir oyun oynadı ve ayrılmak zorunda kaldık.

Her koku başkadır. Ama insan en çok kendi kokusuna yabancıdır. Hayatta milyonlarca kokuyu ezbere biliriz ama konu kendi kokumuz olunca, kendimize yabancılaşırız. Bu yüzden sizin kokunuzu hep başkaları duyar.

Bir gün kendi kokunuzu bulabilmeniz dileğiyle...
spacer




SABIR DA YORULUR BAZEN





Tüm kalabalığın içinde yalnızları yaşıyor insan. Sebebini bilmiyorum ama bazen ben de yalnızları yaşıyorum. Bunca ses uzak geliyor. Bunca kalabalık arasında yalnız kalıyorum. Bunun adı anlaşılamamak sanırım.

Yorulmaya haddim var mı? Bilmiyorum ama yoruldum. İnsanlara bir şeyleri anlatmaya çalışmaktan yoruldum. Sonucu kişiye bağlı olan tartışmalardan yoruldum. Bazı insanların emek vermeden ulaştıkları noktaya gelmek için onlardan daha fazla çalışmaktan yoruldum. Yorulduğum zaman dinlenmek için kendimi geri çektiğimde meydanı boş bulan akbabalardan yoruldum. O kadar çabama rağmen geçmişten gelen önyargıların kırılmamasına defalarca şahit olmaktan yoruldum. Herkes bencilce hayatını yaşarken kendi hayatımdan fedakârlık edip onlara yardımcı olmaya çalışırken küçük bir yardıma ihtiyacım olduğunda yüz çevirmelerinden yoruldum. Ama hak ettiğine inanıyorsan insanlara bir şans vermelisin. İşte o zaman sabır da yorulur orada öylece kalırsın. Biliyorum ki yorulmadan olmaz.

Ama ne kadar yorulursam yorulayım savaşmaktan asla vazgeçmeyeceğim. Ve bu hikâyenin sonunda kazanan taraf ben olacağım. Çünkü biliyorum ki verdiğim bunca emeğin karşılığını elbette alacağım ve o zaman bütün yorgunluklarım geçecek.

Bazen söylenecek tüm sözler biter işte o zaman şarkılar konuşur. Bırak insanlar kalbini kırsın, heveslerini alsınlar sen doğru bildiğin yoldan dönme.

spacer




ACI ÇİKOLATA


Bir bedene ve bir kalbe sahip olduğumuz sürece acı çekmeye muhtacız. Bazıları acı sever. Bizler hep mutluluk peşinde koşarız ama çektiğimiz acılar peşimizden hiç ayrılmaz. Mutlu olmak istiyorsak acı vermeyi bırakmalıyız. Genelde mutlu olduğumuz zamanları hatırlarız acı çektiğimiz ve bizi üzen anılar silinir hafızamızdan. Bilinçaltımız buna göre programlanmıştır. Çünkü beynimiz unut komutunu vermiştir. Herkesin acıdan kaçış şekli farklıdır. Hepimizin kendine göre acıyla baş etme yöntemleri vardır.

Yaşadığımız hayatı uzun bir yol gibi düşünebiliriz. Bu yolda üzülmek, acı çekmek, ağlamak, ölmek vs. her şey var. Bunların biteceğini ve geçeceğini düşünerek yaşamak lazım. O zaman bu uzun yolculuğun keyfini çıkarabiliriz.

Sözde herkes her şeyin en iyisini ve en güzelini istiyor. Ama bedelini ödemekten kaçınıyoruz. İşte o zaman bağımlı oluyoruz. Tıpkı küçük bir çocuk gibi her şey hemen olsun istiyoruz ama emek vermeden. En kötüsü de ne biliyor musunuz? Bedel ödemekten kaçarken, bedel ödemediğimizi düşünürken en büyük bedeli ödediğimizin farkında değiliz.

spacer